Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeler yeniden şekillenirken, Yunan basınında Türkiye’yi yakından ilgilendiren dikkat çekici bir iddia gündeme geldi: “3+1 savunma hattı” planı…
Bu iddiaya göre Yunanistan, Türkiye’nin bölgesel etkisini ve askeri kapasitesini dengelemek amacıyla İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ortak bir savunma mekanizması kurma arayışında. Planın adındaki “+1” ise gerektiğinde dördüncü bir aktörün — örneğin ABD veya başka bir Avrupa ülkesinin — sürece dahil edilmesi olarak değerlendiriliyor.
Yunan basınına göre, Atina yönetimi son dönemlerde Türkiye’nin savunma sanayisinde attığı dev adımları ciddi bir stratejik uyarı olarak görüyor. Özellikle SİHA teknolojilerinde sağlanan üstünlük, yerli füze sistemlerinin menzil artırması, milli savaş uçağı projeleri ve deniz yetki alanlarındaki etkinlik, Yunanistan açısından “denge değişikliği” olarak okunuyor.
Bu nedenle Yunanistan, yalnızca ikili dengeler üzerinden hareket etmek yerine çoklu bir savunma ağı kurma düşüncesini tartışmaya açmış durumda. Böyle bir planın hayata geçmesi hâlinde:
Enerji hatları ve doğal gaz rezervleri daha geniş bir güvenlik şemsiyesi altına alınmış olacak
Doğu Akdeniz’de askerî caydırıcılık artırılacak
Türkiye üzerinde diplomatik baskı stratejisi devreye sokulacak
Ancak tüm bu senaryoların pratik karşılığı konusunda ciddi soru işaretleri de bulunuyor. Uzmanlar, böyle bir ittifakın siyasi zemininin zayıf olduğunu, ülkelerin çıkarlarının her noktada ortak olmadığını ve gerçek bir savunma entegrasyonunun kolay görünmediğini vurguluyor.
Türkiye tarafında ise bu çıkışların, uzun süredir devam eden psikolojik ve diplomatik baskı politikalarının bir yansıması olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Türkiye’nin savunma sanayiini yerlileştirme hamleleri, Mavi Vatan doktrini, Karadeniz ve Akdeniz’de artan etkinliği dikkate alındığında; Ankara’nın bu tarz haberleri “stratejik kaygıların yansıması” olarak gördüğü ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Yunan medyasının sayfalarında geniş yer bulan “3+1 savunma hattı” başlığı, bölgede güvenlik tartışmalarının daha da sertleşeceğinin bir sinyali olarak değerlendiriliyor.
Doğu Akdeniz’de kartlar yeniden karılırken, gözler şimdi hem Ankara’nın politik tutumunda hem de Atina’nın planının gerçeklik payında olacak.
