Küresel piyasalarda yaşanan belirsizlikler, jeopolitik riskler ve ABD’den gelen yeni vergi kararları, altın fiyatlarını tarihi zirveye taşıdı. Yatırımcıların yakından takip ettiği altın piyasasında 2025 yılı itibarıyla 17. kez rekor kırıldı. Ons altın, haftanın son işlem gününde yüzde 0,7 artarak 3.077 dolar seviyesinin üzerine çıktı. Aynı dakikalarda gram altın ise 3.767 TL seviyesinden işlem görüyor.
Yeni yılın ilk gününe 2.620 dolar seviyesinden başlayan ons altın, yılın ilk çeyreğinde 440 dolar değer kazanarak yatırımcısına büyük kazanç sağladı. Ekonomistler, altındaki bu kesintisiz yükselişi tetikleyen üç ana faktöre dikkat çekiyor: ABD’nin gümrük tarifeleri, jeopolitik belirsizlikler ve merkez bankalarının artan altın talebi.
TRUMP’IN VERGİ KARARI ALTINI UÇURDU
Altın fiyatlarındaki son yükselişin başlıca nedenlerinden biri, ABD Başkanı Donald Trump’ın otomobil ithalatına yönelik yüzde 25’lik vergi kararı oldu. Küresel ekonomide belirsizlik yaratan bu gelişme, yatırımcıları yeniden güvenli liman olarak görülen altına yönlendirdi. Risk iştahının azalması, altının hem ons hem de gram bazında hızla değer kazanmasına neden oldu.
Ekonomistler, bu tür agresif ticaret politikalarının piyasalarda kısa vadede panik havası estirdiğini ve yatırımcıların enflasyondan korunmak için altın gibi fiziki varlıklara yöneldiğini belirtiyor.
JEOPOLİTİK GERİLİMLER VE KÜRESEL RİSKLER ETKİLİ
Altındaki yükselişte sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik gerilimler de büyük rol oynuyor. Özellikle ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, Orta Doğu’daki siyasi istikrarsızlık ve Rusya’nın enerji politikaları, altının küresel çapta yeniden değer kazanmasına yol açtı.
Yatırımcılar, bu gibi dönemlerde döviz, hisse senedi gibi dalgalanma riski yüksek araçlar yerine, değerini koruyan ve kriz anlarında güvenli liman olarak öne çıkan altına yöneliyor. Bu eğilim, altının rekor üzerine rekor kırmasında belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.
MERKEZ BANKALARI ALTIN REZERVLERİNİ ARTIRIYOR
Öte yandan merkez bankalarının rezerv stratejileri de altın piyasasını hareketlendiren önemli faktörlerden biri. Çin, Hindistan ve Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkenin merkez bankası, doların küresel gücüne karşı kendini korumak amacıyla altın rezervlerini artırıyor. Bu da talebin yükselmesine ve dolayısıyla fiyatların artmasına neden oluyor.
Uzmanlara göre, merkez bankalarının altına olan bu ilgisi, sadece kısa vadeli bir refleks değil; aynı zamanda uzun vadeli stratejik bir tercih. Özellikle küresel ekonomik istikrarın zayıfladığı bu dönemde altın, merkez bankalarının portföyünde giderek daha büyük yer kaplıyor.
FED’İN FAİZ POLİTİKASI ALTINDA BELİRLEYİCİ OLACAK
Altın fiyatlarının gelecek dönemdeki seyri, büyük ölçüde ABD Merkez Bankası’nın (Fed) alacağı faiz kararlarına bağlı olacak. Uzmanlar, Fed’in faiz indirimine gitmesi halinde altının yükselişinin daha da ivme kazanabileceğini belirtiyor. Ancak faizlerin uzun süre yüksek kalması, altının cazibesini kısmen azaltabilir.
Kısa vadede bazı düzeltmeler yaşanması olası olsa da, genel görünüm altının yükseliş trendini koruyacağı yönünde. Analistlere göre, yatırımcıların bu süreçte dikkatli olması, ani yükseliş ve düşüşlerde duygusal tepkilerle hareket etmemesi gerekiyor.
ALTINA OLAN İLGİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Son dönemde özellikle bireysel yatırımcılar arasında altına olan ilgi gözle görülür biçimde artmış durumda. Fiziki altın alımlarının yanı sıra altın bazlı fonlar, borsa yatırım araçları ve dijital platformlardaki altın işlemleri de rekor düzeylere ulaştı. Bu durum, altın piyasasının giderek daha geniş bir yatırımcı profiline hitap ettiğini gösteriyor.