Habertürk ekranlarının sevilen sunucusu Ela Rümeysa Cebeci, uzun süredir maruz kaldığı taciz olayının ardından rahat bir nefes aldı. Ünlü sunucunun hayatını adeta kabusa çeviren A.K. isimli şahıs, defalarca uzaklaştırma kararını ihlal etmesinin ardından polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
HABERTÜRK BİNASININ KAPISINA DAYANDI
Tacizci A.K., daha önce “Rüyamda gördüm, Allah seninle evlenmemi istiyor” diyerek Cebeci’yi rahatsız etmiş, ünlü sunucunun çalıştığı Habertürk binasının kapısına kadar giderek içeri zorla girmeye çalışmıştı. Cebeci, 2021 yılında bu şahıs hakkında mahkeme kararıyla uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Ancak A.K., kararı hiçe sayarak defalarca aynı taciz davranışlarını sürdürdü.
Habertürk binası önünde bağırarak Ela Rümeysa Cebeci’yi çağıran A.K., çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekiplerince olay yerinde gözaltına alındı.
CEBECİ, SAVCILIĞA BAŞVURDU
Yaşadığı korku dolu olayların ardından Cebeci, soluğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda aldı. Sunucu, A.K. hakkında resmi şikayette bulunurken, başsavcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
Olay sadece bugüne özgü değil. Ela Rümeysa Cebeci, geçtiğimiz yıl Aralık ayında da benzer bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, bir muhabir ve kameramanın tacizciyle sohbet ettiğini gösteren görüntüler yayımlayan Cebeci, o dönemde yaşanan çaresizliğe dikkat çekmişti.
“BU ÇARESİZLİK KABUL EDİLEMEZ!”
Cebeci, söz konusu paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Ne yazık ki yasal boşluk yüzünden biz bu kişiye hiçbir şey yapamıyoruz. Bu çaresizlik kabul edilemez! Biz kadınlar bu çaresizliğe mahkum edilemeyiz!”
Sunucunun bu sözleri, sosyal medyada geniş yankı uyandırmış ve özellikle kadın hakları savunucuları tarafından destek görmüştü.
KADINLARIN GÜVENLİĞİNE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER GÜNDEMDE
Olayın ardından kamuoyunda, kadınların güvenliği ve tacize karşı caydırıcı yasal adımların artırılması yönündeki talepler yeniden gündeme geldi. Özellikle uzaklaştırma kararlarının etkisiz kalması, mağdurların korunması konusunda hukuki düzenlemelerin yetersiz olduğu eleştirilerini beraberinde getirdi.
