Bu sezon Avrupa’nın en prestijli arenası UEFA Şampiyonlar Ligi’nde kritik virajlardan geçen Galatasaray, golcü yıldızı Victor Osimhen’in yokluğunda adeta sahadan mağlubiyetle dönüyor. Nijeryalı yıldız sahada olmadığında, takımın performansında belirgin düşüş göze çarpıyor.
Osimhen’in forma giymediği son iki Devler Ligi maçında Galatasaray sahadan puansız ayrıldı. İlk yenilgi, deplasmanda ağır bir skorla geldi; ardından evindeki karşılaşmada da 1-0’lık mağlubiyet, takımın iç saha serisini bitirdi. Bu sonuçlarla birlikte, “Osimhen olmadan Galatasaray kazanamıyor” ifadesi tekrar doğrulanmış oldu.
Sahadaki eksiklik yalnızca gol hattında değil: Osimhen’in yokluğu hem hücum hem de savunma dengesini sarstı; orta saha ile hücum hattı arasındaki bağ zayıfladı, taktiksel planlamada aksaklıklar yaşandı. Temsilcimizin, yıldız oyuncusunun olmadığı maçlarda rakip savunmalar karşısında üretkenlik ve direnç sergilemesi zorlaştı.
Özellikle iç sahada alınan son mağlubiyet, Galatasaray’ın evindeki 33 resmi maçlık yenilmezlik serisini sonlandırdı — bu durum hem taraftar beklentilerini sarstı hem takım içindeki moral dengesinde kırılma yarattı.
Öte yandan, Osimhen sahadayken takım tamamen farklı bir performans gösteriyor. Golcü futbolcunun varlığı, hem savunmadan hücuma hem de hücumdan savunmaya geçişlerde takımın ritmini korumasını sağlıyor. Oynadığı maçlarda Galatasaray hem skor üretiyor hem de rakiplerine ciddi karşı yük bindiriyor; bu da Osimhen’in takım içi önemini daha görünür kılıyor.
Şimdi gözler teknik ekipte: Sarı-kırmızılıların, Osimhen yokluğunda bile işleyen bir sisteme dönüşmesi; alternatif hücum stratejileri geliştirmesi; orta saha ve savunma hattında daha dengeli, dirençli bir yapı kurması bekleniyor. Aksi halde, hem Avrupa arenasında hem ruh olarak sürekli “eksik” kalan bir Galatasaray portresi çizme riski var.
Sonuçta bu sezon, “Osimhen’siz Galatasaray” tanımı yalnızca bir slogan değil; saha sonuçlarına yansıyan, somut bir kırılganlık haline geldi. Avrupa’da kalıcılık ve başarı için üst üste iki maçlık yenilgi alarm veriyor: Golcüye bağımlılığa alternatif üretilmezse, Sarı-Kırmızılıların Devler Ligi serüveni kırılgan zeminde sürecek.
